Cumartesi, Aralık 02, 2017

Ikinci Sınıf Biterken

eczacılık

Hayatımın en yoğun okul yılıydı sanırım. Ve gittikçe de yoğunlaşacak.

Ta ilk dönemin ilk mikrobiyoloji laboratuvarından son dönemin son botanik laboratuvarına kadar her şeyi anımsıyorum. Şimdi ise yurttan eşyalarımı tamamen toplarken notlarımı düzenliyorum ve bazen bir kitabın içinden derste alelacele alınmış bir not, "sınavda başarılar.." yazan sevimli arkadaş notları, sıkıcı derslerde kağıtlara yazılmış olan manuel konuşmalar..
Sonra bir ders geçiyor elime zannedersin ki yıllar önce görmüşüm ama hayır sadece üç ay geçmiş üzerinden.

Evet. Bir sınıfı daha bitirdim. Düşe kalka, yana yakıla, güle eğlene..
Sınav sabahları ezandan önce kalkarak. Şimdi çalıştığım yere inince kimse yok, masam bomboş, doktora yapan arkadaşım R. gitmiş. Odamız boş.. Z. memleketine gitti. B. ve ben yarın dönüyoruz. T. ise Azerbaycan'a dönecek 2 haftaya. Yurt çok sessiz ve dönem ortasında hayat olan odada şimdi sadece valizler ve poşetler var. Sağ salim bir araya geliriz umarım yine..

Perşembe sabahı 06.00'da Adana'ya uçacağım Allah'ın izni ile. Bir yerde bir şeyler biterken bir yerde başlıyor işte..

Buradaki dolabım boşalırken, Adana'daki dolabımda yer açılıyor..
Buradaki yatağım toplanırken, Adana'da yatağım seriliyor..
Burada son yemekler yenilecek, Adana'da ise tatilin ilk yemekleri..
Ve burada giydiğim ayakkabılarım evimde çıkacak..

İstanbul'la kucaklaşamadım bu sene. Ne vaktim ne halim oldu. Bir adalar turu yaptım ama içimde kalmadı. :)

Süleymaniye'nin ezanlarını, bahçemizdeki martıları, canım arkadaşlarımı..
İstanbul'un ilk defa gördüğüm bahar yağmurlarını..
Her ne kadar artık yolculuk için Marmaray'ı tercih etsek de Boğaz'ı..
Bostancı Sahili'nde paten yapıp basketbol oynamayı..
Adalar'da dalağımız patlayıncaya kadar yokuş çıkıp, çıktığımız yokuşu eşsiz bir manzara eşliğinde inerken döktüğümüz terleri kurutmayı..

İstanbul'u..

Özleyeceğim ne yapayım. :)
Çok güzelsin be.

Sen ve seni güzel kılanlar..
Allah'a emanet..