Dört ayak üzerinde olsun. Öncelikli olarak bunu söylemek istiyorum. Çünkü ders çalışma ortamının olmazsa olmazı bir MASA'dır sevgili arkadaşlar. Yatak yatmak için, koltuk oturmak veya uzanıp çene çalmak içindir. Halı da basmak içindir.
Size ait olsun. Ama bunu söylerken kastettiğim şahsınıza ait bir masa olması değil. Herkesin odasında bir masa olmayabilir, hatta herkesin bir odası bile olmayabilir. Ama her evde mutlaka bir masa bir sehpa vardır. Ve bu eşyalar günün belli saatlerinde SİZİN olsun. Sizin ders çalışma köşeniz olsun ve aileniz de sizin orayı ders çalışmak için kullandığınızı bilsin.
Eğer harici bir masada ders çalışıyorsanız o masaya çalıştığınız zaman kullanacağınız bir örtü serebilirsiniz. Çünkü aynı masada hem yemek yenip hem ders çalışılıyorsa psikolojik olarak büyük bir ihtimalle masayı görünce ders çalışmaya hazır hissetmeyeceksiniz. Ama o örtüyü serince o artık yemek masası olmaktan çıkıp, sizin ders çalışma masanıza dönüşecek.
Sade olsun, öz olsun, minimalist olsun. Masanızı gördüğünüzde ona karşı bir çekim hissetmelisiniz. Baktığınızda içiniz sıkılmamalı, içiniz açılmalı. Ferah olmalı.
Masada kullanmadığınız, gereksiz tek bir iğne bile olmasın, hatta mümkünse kitaplığınız dahi masanın karşısındaki duvarda olsun ki masaya oturduğunuzda önünüzdekilerden başkasını görmeyin. Bu o an yaptığınız şeye odaklanmanızı kuvvetlendirir, plana sadık kalmanızı sağlar ve yapacağınız işleri tek tek ele alacağınız için gözünüzde büyümezler.
Masanızda gereksiz hiçbir şey bulundurmayın demiştim. O sıralar okumakta olduğunuz roman, her zaman kullanmadığınız envai çeşit kalem, kulaklık, bligisayar ve özellikle telefonu masanızda bulundurmazsanız vaktinizi boşa harcama riskinizi azaltmış olursunuz. Ben şu sıralar sınava hazırlanmadığım ve genelde işim bilgisayar ile olduğu için masamda sürekli bilgisayarım bulunuyor ama sizin işiniz kitaplarla. Telefonu elimize almamız için en büyük bahanemiz saate bakmak, bunu da eski tip bir masa saati ya da şu son zamanlarda herkeste olan kronometreli elektronik saatlerle çözebilirsiniz. Telefonun internetini kapatıp sessize alarak (ya da sadece aramaların sesini açarak) kendinizden uzak bir yere koyabilir, böylelikle bu sorunu da çözebilirsiniz. Bilgisayarın normalde o masada işi zaten yoktur ama eğer video izleyerek çalışıyorsanız tarayıcıda yalnızca bir sekme açık olsun ve videoları tam ekran yaparak izleyin. Böylece reklamlar ve kenarda çıkan benzer videolar sekmesi dikkatinizi dağıtmaz.
Masanız duvara bakıyorsa o duvarı iyi değerlendirin. Ben galiba minimalizmi sevdiğim için de olabilir ama sırf doldurmak veya dekore etmek için bir yerlere bir şeyler koymaktan pek hoşlanmıyorum. Kullandığım her şeyin bir amacı olmasını isterim. Şu anda duvarım boş mesela. Ama ders çalıştığım zamanlarda oraya istisnasız astıklarım ders programım, sınav programım, varsa ödevlerim, sık kullandığım bazı bilgiler (örneğin siz kimya çalışırken periyodik tabloyu asabilirsiniz) ve mutlaka bir aylık takvim. İnanılmaz kullanışlı oluyor.
Müzik dinlememeye gayret edin, hele ki konu çalışıyor, not alıyorsanız. Benim dikkatim dağılmaz demeyin. Dikkatiniz dağılmıyor olabilir ama beyninizi ikiye bölerek potansiyelinizi, dolayısıyla veriminizi düşürdüğünüz kesin. Neden fazlasını yapabilecekken azıyla yetinesiniz? Müzikle daha iyi odaklandığınızı düşünüyor olabilirsiniz ama sadece kendinizi sıkılmaktan alıkoyuyor, masada oturma sürenizi uzatıyorsunuz. Unutmayın, masada oturuyor olmak çalışmanızın her zaman verimli olacağı anlamına gelmez.
İstediğiniz bölüm veya üniversite için kendinizi motive etmek istemenizi anlıyorum ama bu durum duvarınızda yüzlerce resim bulundurmanızı gerekmez. Zaten ders çalışmak için konsantre olduğunuz an o resimlerden hiçbirini görmeyeceksiniz. Bunlar sadece görsel olarak çok fazla uyaran içerdiği için zihninizde bir hareketlilik meydana getirerek odaklanmanızı geciktirir. Bu resimleri telefona yükleyip gece yatmadan veya sabah yataktan çıkmadan önce bakabilir, güne daha motive başlamayı tercih edebilirsiniz.
Dikkati kolay dağılan birisi iseniz masanızın pencereye değil de duvara bakması sizin için daha iyi olur. Şahsen ben uzun süre aynı ortamda ders çalışamıyorum. Yani en azından masamı şöyle bir çevirmem gerekiyor belli aralıklarla. Bir değişiklik arıyorum sürekli. Genelde yazın masamın duvara bakmasını tercih ediyorum. Hep ışık çok parlak oluyor ve beni rahatsız ediyor hem de dikkatim daha çabuk dağılıyor. Ancak kışın pencere önlerini daha çok seviyorum. Havayı öyle kapalı, kasvetli, yağmurlu görünce yaptığım işe daha çok odaklanıyorum ve zaman sanki daha yavaş geçiyormuş gibi oluyor.
Bir de masadan sık sık kalkmanızı gerektirecek durumlar için önceden önleminizi alın. Ders çalışmaya başlamadan önce tuvalet ihtiyacınız varsa giderin, yanınıza suyunuzu ve içeceğinizi alın.
Son olarak, masanızı düzenli ve toplu tutmaya çalışın. Siz bakmayın o masası dağınık olanlar zeki olur muhabbetlerine. İkisi çok farklı olaylar. Siz bir sınava hazırlanıyorsunuz. Sizden belli bir müfredatı öğrenmeniz isteniyor. Diğer türlü olduğu zaman evet, o masa ister istemez dağılıyor. Bir araştırma yaparken, ödev hazırlarken veya bir proje üzerinde kafa yorarken.. Ama bunların zamanı şimdi değil. Siz şuanda birkaç konuyla birden ilgilenmek durumundasınız, tek bir şeye kafa yormadığınız ve bu nedenle masanızın üzerini tek bir işe tahsis edemeyeceğiniz için sonuç hüsran olacaktır. Siz masanızı işiniz bittiğinde toparlarsanız bir sonraki çalışacağınız derse geçtiğinizde hem diğer dersle ilgili materyalleri ortadan kaldırdığınız için dikkatiniz dağılmaz hem de ferah bir alanda çalıştığınız için ruhunuz sıkılmaz.
Yardımcı olabilmek ümidiyle, sevgiler..