Günaydınlar dilerim herkese..
Son birkaç gündür blogum için açmış olduğum facebook profilim ile sınava hazırlanan arkadaşlarımızın vakit geçirdiği sayfalara, gruplara göz attım. Soru çözümü ağırlıklı sayfalarda vakit geçirdim. Yardımcı olmaya çalıştım ve birkaç öğrenci ile diyalog kurdum. Bu konuşmalar bölüm memnuniyetinden sınav hazırlık sürecine kadar uzanıyordu ama en çok ders çalışma metodum hakkında sorular aldım.
Ben yazma temelli çalışan bir öğrenciydim. Hala da öyleyim. Yazarak çalışmadığım bir dersi anlayamayacağıma inanırım. Gerçekten anlamayacağımdan değil, içim rahat etmediğinden. Kimisi okuyarak, kimisi çizerek, kimisi başkasından dinleyerek.. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklı değil midir sonuçta? Ama doğru yaptığımı düşündüğüm bu yöntem yüzünden pek çok sınavda performansımın çok gerisinde kaldım.
Neydi benim yanlışım peki?
Yazarak çalışmak mı?..
Hayır..
Anlamadan yazmak mı?..
EVET..
Ben anlamadan aynen gördüğümü bir kağıda geçirerek bir derse çalışmış olduğuma inanırdım. Ve sınav zamanı geldiğinde genelde onları tekrar okuyacak zamanım kalmazdı. Ama çalıştığımı zanneden ben sınavdan sonra hüsrana uğrardım. Çünkü olan şey şuydu..
Sorulan soruyu tanıyorum.. Bunu çalışmıştım ben diyorum..
Ama cevap veremiyorum..
Bu nedenle ben emeğimin karşılığını alamadığını düşünen umutsuz, hevesini yitirmiş bir öğrenciye dönüştüm. Ben sayısal çıkışlı bir öğrenciyim. Matematik ve fizikle aram çok iyiydi. Sözel derslerle aram hiç iyi olmamışır benim. Ama üniversitede her ne kadar sayısal bölümden öğrenci alan bir meslek dalında okusam da, dersler hep sözel. Bu nedenle uyum sağlamam çok zor oldu. Sayfalarca notlar çıkarıldı, çalışılacak vakit bulunamadı, ortalama yerlerde süründü ve benim özgüvenim kafesi açılan kuş misali uçtu gitti. Geriye umutsuz bir bünye ve her sınav öncesi panik ataklar geçiren bir öğrenci kaldı..
Ama ben bu dönem bunu aştığımı hissediyorum. Yeni çalışma tekniğim ile daha hafif hissediyorum. Evet içinde yine yazı var ama kuru yazı değil. Artık notun tamamını okumadan, önemli yerleri belirlemeden asla özet çıkarmıyorum. Bir de özetin özetini çalışıyorum. Bir cümlenin tamamını yazmak yerine onu şematik olarak biçimlendiriyorum kendi deyimimle..
Örnek verecek olursam..
Obstrüksiyon olmasına rağmen müsin sekresyonunun devam etmesi, intraluminal basıncın artmasına bu da venlerin kollapsına neden olur.
Cümlesini yazmak yerine..
Obstrüksiyon yok>müsin sekresyonuna devam>basınç artar>veler büzüşür yazmak..
Bu çalışma beni kendime götüren ve başarımı arttıran bir çalışma oldu. Alan derslerimin notları gayet tatmin edici geldi ve beklediğimden daha güzel bir ortalama yükselişi yakaladım.
Lafı çok uzattığımın farkındayım. Faydalı olmasını, kendinize en uygun çalışma biçimini bulmanızı ümit ediyorum..
Sabır ve kolaylıklar..